30.05.2009

KoreoESES


Karton kaldıran herkes bizdendir!

Tribünlerde görmeye alıştığımız koreografi gösterileri için artık Eskişehirspor’un kendine has bir grubu var.

SAYI 10 / 26.05.2009

Koreo-Eses olarak adlandırılan bu grubu, ekip üyelerinden Emre Angı ve Mustafa Efilti ile konuştuk.

Koreo-Eses üyeleri hedeflerini, yapılacak her şov için çıtayı biraz daha yükselterek, tribünlerdeki farklılıkl...

Haberin devamı dergimizin son sayısında!..

http://esesdergi.com/index.php?pg=haberdetay&id=152

29.05.2009

Ultras...


panathinaikos-gate13

26.05.2009

Duyuru...

Eskişehirspor Yönetimine, Basına ve Taraftarımızın Dikkatine;



24 Mayıs 2009 Pazar Günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında yönetim aleyhine yapılan protestoların sebebinin yanlış anlaşıldığını, protesto eylemini gerçekleştirenlerin yanlış yerlerde arandığını gözlemlemekteyiz. Bu durum bile Eskişehirspor Yönetiminin ve özellikle yerel basının taraftara ne kadar uzak, gelişmelerden ne kadar bihaber olduklarının bir göstergesidir. Taraftarın ortak buluşma platformu olan eskisehirspor.com’u takip eden herkes az çok protesto nedenini ve protesto edilmesini kimlerin istediğini anlar. Lakin kendilerini camianın ve kulübün tek hakimi sananlar, kendilerinden habersiz kuş uçmayacağına inananlar anladığımız kadarı ile her şeyi kontrol altına aldıklarını inandıkları için taraftarın asıl gündemini takip etme gereksinimi duymamışlar. Şayet takip ediyor olsalar tespitlerinde bu denli hata yapmazlardı.



Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki protesto eyleminde grupların bir iştiraki söz konusu değildir. Görüşleri alınmamıştır, fikirleri sorulmamıştır. Maç esnasında bir protesto olacağından dahi haberleri yoktur. Dolayısı ile yönetim cephesinde ve yerel basında protesto eyleminin gruplar tarafından organize edildiği savı yanlıştır. Protesto eylemine ön ayak olan, pankartları hazırlayanlar eskisehirspor.com’a üye olan, Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşayan, yaşları kemale ermiş, işleri güçleri olan insanlardır. Protesto nedeni olarak sunulmaya çalışılan “Başkanlığı isteyen biri var, o para verip yaptırıyor” söylemi son derece geçersiz ve ahlaksızca bir söylemdir. Bu protestoyu isteyen ve yapılmasına ön ayak olan kişileri kimse para ile satın alamaz. Bu insanların tek gözettiği olgu Eskişehirspor’un çıkarlarıdır, Eskişehirspor’un daha iyi yerlere gelmesidir. Ahmet’in Mehmet’in başkan olması bu insanları bağlamaz. Doğru yapan yönetimlerin sonuna kadar destekçisi, yanlış yapanların sonuna kadar muhalefetidir.



Protesto eyleminin neden yapıldığının anlaşılamaması da bizleri şaşkınlığa sevketmiştir. Sezon başında iş başına gelen bir yönetim, verdiği sözlerin hiçbirini tutmamış, yönetimsel bazda yaptığı hatalar nedeni ile ligin son haftasına kadar takımın ateş çemberinden sıyrılmasını sağlayamamıştır. Şimdi bazı yerel basın organlarında durmadan yazılıp çizildiği gibi lige yeni çıkmış bir takımın ligde kalması başarıdır denebilir. Kuşkusuz bu başarıdır ve sezon başı hedefinin de bu olması gerekirdi. Ancak hepimiz biliyoruz ki Trabzon maçından önce ulusal basına yansıyan antreman boykotuna sebep olan maddi yükümlülükleri yerine getirmeme takımın bu zamana kadar ateş hattında kalmasının en büyük sebebi olmuştur. Verilen sözler zamanında yerine getirilmiş olsa ligi çok daha önceden ve çok daha iyi bir yerde bitirmemiz mümkündü.



Bizim derdimiz futbolcuların avukatlığını da yapmak değil. Kulüpte para varsa paraları ödenir, yoksa ödenemez. Bu kadar basittir. Bizim asıl sorguladığımız ve öğrenmek istediğimiz kulüpte neden paranın olmadığıdır ve takımdaki futbolculara ne kadar para verildiği, ne kadar borcun kaldığıdır.



Trabzon maçından önce ulusal basına yansıyan haberlere göre takımımızdaki futbolcuların 17 maç başı, 5 aylığı ve 2 maç galibiyet primi ödenmemiştir. Yine aynı habere göre 10 maç başı için 2-3 aylık çekler verilmiştir. Yani toplamda 27 maç başı, 5 aylık, 2 maç galibiyet primi ödenmemiştir. Verilen çeklerin karşılıksız çıktığı da kulaktan kulağa konuşulmaktadır.



Bu noktada hesap yapma gereği duyuyoruz;

Eskişehirspor’un gelirleri ne kadardır?

Yönetimin göreve geldiği tarihten itibaren Eskişehirspor’un ne kadar geliri olmuştur? Bankadan kaç liralık kredi çekilmiştir?

Stad içi reklam gelirlerimiz ne kadardır?

Yayın gelirimiz ne kadardır?

Kombinelerden ne kadar gelir elde edilmiştir?

Maç hasılatlarından ne kadar gelir elde edilmiştir?

İddaa’dan ne kadar gelir elde edilmiştir?

Eskişehirspor’un mülkleri olan benzinliklerden ne kadar gelir elde edilmiştir?

Fortis Türkiye Kupası’ndan ne kadar gelir elde edilmiştir?

Sezon başı ve ortasında gönderilen futbolculardan ne kadar bonservis geliri elde edilmiştir? Gönderilen bu futbolcuların alacaklarına karşılık bonservisleri verildiyse geçen sezondan kalan borcun ne kadarı bu yöntemle eritilmiştir?

Taraftar Ürünleri Satış mağazasından kaç lira gelir elde edilmiştir?

Sezon başı ve devre arasında katıldığımız turnuvalardan kaç lira gelir elde edilmiştir? Yönetici vecibesi olarak hangi yöneticimizden kaç lira toplanmıştır?

Eskişehirspor’un kamuoyunun bilmediği başka gelirleri var mıdır? Varsa nelerdir ve ne kadar gelir elde edilmiştir?

Futbolcuların mevcut alacakları için gelecek sezon TFF’den alınacak paraya temlik koydurup bankalardan 8,5 trilyon daha kredi çekmek için başvurduğunuz doğru mudur?





Aynı şekilde soruyoruz;

Her futbolcuyla tek tek kaç liraya anlaştınız?

Kaç lirası peşin ödendi, kaç lirası maaş olarak vaad edildi, kaç lirası maç başı olarak vaad edildi?

Kime ne kadar bonservis verdiniz?

Teknik heyetle kaça anlaştınız, kaç lirasını ödediniz?

Isıtma, aydınlatma, iaşe vb. tesis giderlerimiz ne kadar?

Tesislerde çalışan personelin giderleri ne kadar?

Ne kadar prim ödediniz?

Deplasman masraflarımız ne kadar?

Kamp masraflarımız ne kadar?

Önceden kalan borçlarımıza ne kadar ödediniz?

Altyapı için ne kadar harcadınız?

Başka ne gibi giderlerimiz vardır ve bunlar için ne kadar harcadınız?





Yukarıdaki gelir kalemleri ile aşağıdaki gider kalemlerini toplayıp çıkardığımızda, futbolcuların bu kadar alacağı ödenmediği halde hala para kulüpte olmamasının nedenini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu nedeni öğrenene kadar da “Yönetim İstifa” demeye devam edeceğiz. Yönetimden bir an önce yukarıda saydığımız gelir ve gider kalemlerini tek tek kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz. Genel Kurullarda olduğu gibi bir sayfa Excel dosyasında bilgilerle yetinmeyeceğimizi, ayrıntılı gelir gider tablosunu görmek istediğimizi de beyan ediyoruz. Şayet bu isteğimiz yerine gelmezse eylemlerimizin artarak ve çeşitlenerek devam edeceğini kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.



Yerel basınımıza da birkaç kelam etmeden geçemeyeceğiz. Hepsi sanki sözleşmiş gibi “Futbolcunun parası kalmaz, Federasyona başvurur alırlar” şarkısı söylemektedirler. Bir futbolcunun federasyona başvurması demek serbest kalması anlamına gelmez mi? Takımın tamamı serbest kalmak için başvursa gelecek sezon mücadele edecek kadronun nasıl oluşturulmasını bekliyorsunuz? Tüm futbolcular serbest kalırsa bu sene yaşanan maddi krizin daha fazlası gelecek sezon yaşanmaz mı? Giden gider kalan sağlar bizimdir diyerek sorunlar çözülür mü? Neticede serbest kalan adam faizi ile de olsa bu parayı eninde sonunda almaz mı? O ileride ödenecek paralar kulübün parası değil midir? Bugün bir geçsin de yarın Allah kerim mantığı ile nereye kadar yol alınabilir? Bu sene maddi konularda yetersiz kalan yönetim gelecek senelerde ne gibi maddi imkanlar yaratarak bu sene yaşanan sıkıntıların, krizlerin yaşanmamasını sağlayacaktır? Kulübün hesabının kitabının şeffaf bir şekilde kamuoyuna duyurulmasını sağlamak, buna ön ayak olmak en başta sizin göreviniz değil midir? Bunu sağlamaya çalışanlara “Satılmışlar, rantçılar” demek ne kadar ahlaki? Bu konuda da sizleri kendi vicdanınızla baş başa bırakıyoruz.



Saygılarımızla



Bağımsız Eskişehirspor Taraftarları

21.05.2009

Pancar...



Pancar A, B, C ve P vitaminleri ile potasyum, sodyum, magnezyum, fosfor, çinko, demir, kalsiyum, brom ve bakır minerallerini içeren alfabe gibi bir besindir.Yukarıda resimlerini gördüğünüz gibi çorbası,turşusu ve salatası vardır...köyde yapraklarından gözleme yaparlardı ve güzelde olurdu...

Bu faydalarının yanında bir Pancar aslan yürekli futbolcularının haklarını yemez,bir pancar uefa kupası ve Türkiye kupası finallerine boyunu göstermeye gidip ekstra masraf yaratmaz,bir pancar "bugün git,yarın gel" diye milleti uyutmaz,bir pancar tamamen gönüllülük esasıyla işletilen g.t kadar mağazıyı iflas ettirmez,bir pancar tek maça 5 ertes hafta 25 olacak şekilde saçma bilet politikası izlemez,bir pancar "acaba yarın bize ne rezillik yaşatacak"diye düşünmemize sebep olmaz,bir pancar derginin ilk sayısına koca göbekli resmini koyup kendinin "büyük pancar" diye reklamını yapmaz ve en önemlisi bir pancar ceketine kırmızı mendil takmaz...

8.05.2009

Haftasonu Futbol


9 Mayıs,Cumartesi;

19.00 Eskişehirspor-Antalyaspor

7.05.2009

Antremandaydık...

Malum ölüm-kalım maçımız olan antalya maçı öncesi takıma gaz vermek için antremandaydık bugün...meşaleler,torpiller falan özlemişiz hoş meşale yakmak yerine kıyıdan köşeden izlemekle yetindik ama kokusu yetti meretin...

Futboldan çok fazla anlayan bi adam olmasamda orta-gol ve cepheden şut çalışmalarında son vuruşların dağlara taşlara olması dikkatimi çekti...şanssızlıkmı desem kazmalıkmı desem bilemedim ama olay şanssızlıktan ibaretse Rıza hocama çözüm önerim;

Meşale...



Her zaman arkanda büyük taraftar
güveniyoruz size sonuna kadar
asaletin yeter saldır ES-ES'im
Antalyayı yenelim bu çile bitsin.

5.05.2009

Moda/Beyazın Zerafeti


Korku...






"Eskişehirspor taraftarının Pazar günü Ali Sami Yen Stadında yaptıkları gövde gösterisi üç büyükleri(!) endişeye düşürmüştür.

10 bin'e yakın Eskişehirli taraftarın,İstanbul seyircisini sindirmesi olayı üzerine görüşlerini açıklayan Beşiktaş,Fenerbahçe ve Galatasaray başkaları *İstanbul klüpleri için tehlike çanları çalıyor* demişler ve *İstanbul seyircilerinin birleşmeleri*tezini savunmuşlardır."

Necdet'imiz...


1943 Samsun doğumlu...1966 yılında sevdasını biricik armasını kalbine ebediyyen nakşedeceği Eskişehirspor'a gelir...Eğilerek ve kamburu çıkık vaziyette koştuğu için kendisine "Vosvos" lakabı takılır...3 numaralı formayı kapar ve Türk futboluna farklı bir defans anlayışını oluşturur Piç İlhan'la birlikte,pekçok gol bulur ikili...lakin bizler için önemli olan bu değil Necdet'imizin arma aşkı,amatör ruhudur...Necdet'imiz bağırsak kanseridir...ve bu durumu hocalarından gizler formasından ayrı kalmamak adına...fakat 21 Aralık 1968 tarihine gelindiğinde durumu dayanılmayacak haldedir...yöneticiler Necdet'imizi tedavi için İngiltere'ye gönderirler...gurbettede Necdet'imizin kalbi Eskişehirspor'la atmaktadır...11 Mart 1969 tarihinde arkadaşı İnan Vardar'a yazdığı yüreklerimizi parçalayan mektubu;

"Kardeşim İnan,
Mektubunu bugün aldım,çok sevindim.Ben iyi ve sıhhatliyim.Ameliyatım iyi geçti,durumum iyi.Mayıs'ın 10'unda Türkiye'ye geliyorum Allah nasip ederse...Kardeşim imtihanlarının arasında da bana yazdın ya yeter...İmtihanlarında başarılar dilerim...

Kardeşim,benim hayatımdan da çok sevdiğim Eskişehirspor'dur.Onun için canımı veririm.Ben hasta hasta kaç maç oynadım.Tek Eses iyi olsun diye...Ve ben sahada kalmak pahasınada oynadım.Bunuöğrendiklerine sevindim.Benim için ilk önce Eses gelir...Allahın izniyle şampiyon oluruz.

.
.
.
İşte böyle durum.Ah,tek isteğim bir an önce Türkiye'ye gelmek ve formamı giymek!"


14 Mayıs 1969'da dönüş yapar ama formasını giymek bir daha nasip olmaz.1 Kasım 1969'da memleketi Samsun'da vefat eder ve oraya defnedilir.Takım yıllarca her Karadeniz deplasmanında Necdet'imizi ziyaret eder.Necdet'imizin ismi antreman sahasına ve stadyum kapılarına verilerek ölümsüzleştirilir.

Kalbimizdesin Vosvos'umuz,canımızsın Necdet'imiz...

Çengel Fethi...



02.09.1970 tarihinde İspanya'da oynanan Sevilla-Eskişehirspor maçından bir kare...Resim bizlere Maradona'nın efsane top sürüşünü hatırlatıyor...Çengel?havadan gelen topları göğsüne çengellemişcesine sektirmeden indirmesine binaen...büyüksün kaptan...

Siyah-Kırmızı Tribünler


San Siro-Curva Sud ve Fossa dei Leoni